![]() |
Tweet |
Kurulması planlanan komisyona dair yapısal ve işlevsel belirsizliklerin toplumsal güveni zedelediğini söyleyen Yazıcı, geçmişte yaşanan “çözüm süreci” tecrübelerine atıf yaptı. “Barış isteniyorsa, bunun yolu terörle net sınırlar çizmekten geçer. Kandil’e açılan her kapı, halkın hafızasında ihanettir. Aynı hataya tekrar düşülmemelidir” uyarısında bulundu.
“Terörsüz Türkiye İçin Önce Net Mesafe Şart”
“Terörsüz Türkiye” ifadesinin ancak somut ve tutarlı adımlarla anlamlı hale gelebileceğini vurgulayan Yazıcı, HDP ile yeterince sınır çizilmeyen, PYD/YPG gibi yapılara göz yuman siyasi yaklaşımların inandırıcılıktan uzak olduğunu ifade etti. “Güvenlik politikaları olmadan sürdürülebilir bir barış da kurulamaz” dedi.
Yazıcı, gündemdeki anayasa değişikliği çalışmalarına da değinerek, “Halkın adalet ve özgürlük talebi karşılanmıyorken, yeni bir anayasa arayışı inandırıcı değildir. Mevcut anayasa uygulanmazken, yenisi yalnızca siyasi kozmetik olur” dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yasama-yürütme dengesini bozduğunu, halkın temsil gücünü zayıflattığını belirtti.
“Şehitlerin Emaneti, Terörle Aynı Cümlede Anılamaz”
Şehitler ve gazilerin toplumsal hafızadaki yerine de özel vurgu yapan Yazıcı, “Bu ülkede şehit kanı kurumadan, terör örgütleriyle diyalog konuşulamaz. Anahtar Parti olarak, şehitlerimizin hatırasını siyaset üstü görüyoruz. Terörü meşrulaştıran her adımın karşısında durmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Sakarya halkının milli ve manevi değerlere bağlılığına dikkat çeken Yazıcı, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Bu ülkenin gerçek sahipleri, gürültülü azınlıklar değil; sessiz ve vakur çoğunluktur. Anahtar Parti, milletin bu vicdani sesi olmaya kararlıdır. Terörle mücadelede net, adalette tutarlı ve siyasette şeffaf bir duruşla yola devam ediyoruz. Bu ülke sahipsiz değildir, bu millet kararsız değildir.”