![]() |
Tweet |
Alsan, Meclis’te gündeme gelen komisyon tartışmalarının içeriğinden çok, niyetiyle ilgili derin bir belirsizlik taşıdığına dikkat çekti:
“Terörü doğrudan muhatap almasa da ona alan açacak her mekanizma, toplumsal birlikteliği değil, toplumsal dağılmayı hızlandırır. Eğer bugün bir komisyon kurulacaksa, bu komisyonun amacı terörü anlamak değil, devleti anlatmak olmalıdır. Devletin kararlılığı, istişareyle değil, ilkeyle ölçülür.”
“Barış Adına Sessiz Kalmak, En Tehlikeli Siyasettir”
Emircan Ahmet Alsan, barış kavramının içinin boşaltıldığını, vicdanı değil stratejiyi önceleyen bir dile dönüştürüldüğünü ifade etti:
“Barış; hakikatin gölgesinde değil, haklının yanında yeşerir. Teröre karşı sessiz kalmak, korkunun değil; planlanmış bir aldatmacanın parçası haline gelmiştir. Adıyaman bu oyunu görür, halkımız bu dili sezgisiyle çözer. Biz barışı, susarak değil; teröre karşı dimdik durarak savunuruz.”
“Yeni Anayasa mı, Yeni Hesaplaşma mı?”
Alsan, siyasal iktidarın “yeni anayasa” söylemini stratejik bir sis perdesi olarak değerlendirdiğini vurgulayarak, halkın gerçek gündeminden uzaklaşılmasına tepki gösterdi:
“Adıyaman’da hâlâ konteynerde yaşayan insanlarımız var. Binlerce aile yeniden hayata tutunmaya çalışıyor. Böyle bir tabloda anayasa konuşmak, halkın sesini susturmak anlamına gelir. Gerçek reform; kelimelerde değil, yaşamda başlar.”
“Şehitlerin Sesi Siyasetin Zemini Değil, Sınırıdır”
Açıklamasının devamında Emircan Ahmet Alsan, terörle mücadelede yaşamını yitiren şehitlerin emanetinin bugünün siyasi tartışmalarına malzeme yapılmaması gerektiğini belirtti:
“Bu ülkenin dağlarında, sınır hattında, sokak ortasında can veren her evladımız bize şunu emanet etti: Geri adım yok. Bu ses, siyasetin değil, milletin sesidir. Bu sesi kullanmak değil, bu sese kulak vermek gerekir. Anahtar Parti, şehitlerin sessizliğine saygı gösteren bir siyaseti savunur.”
Alsan, açıklamasını Adıyaman’ın derin toplumsal hafızasına vurgu yaparak tamamladı:
“Adıyaman, ne incinir ne eğilir. Ama yanlışta ısrar edenlere karşı da asla susmaz. Biz bu şehrin sessizliğini değil, sabrını temsil ediyoruz. Anahtar Parti olarak bu toprakların sesini yükseltiyor, devleti yeniden milletin vicdanına teslim etmeye hazırlanıyoruz. Çünkü biliyoruz ki; bu ülke rotasını kaybetmedi, sadece dürüst bir pusulaya ihtiyaç duyuyor.”